Neden Hep Erteliyoruz? Erteleme Alışkanlığının Psikolojisi

Erteleme Alışkanlığı

Hepimiz o döngüyü biliriz. Yapılacaklar listesi önümüzde, süre dolmak üzere, zaman akıp gidiyor ama bir türlü başlamıyoruz. Belki sadece birkaç dakika Instagram’a bakacağız derken saatler geçiyor. Sonra suçluluk, stres, hatta bazen panik… Peki neden? Neden bu kadar çok şeyi ertelemeye meyilliyiz?

Bu yazıda erteleme alışkanlığının altında yatan psikolojik nedenleri, bizi sabote eden iç sesleri ve bu döngüyü kırmak için uygulanabilir bazı pratik yolları inceleyeceğiz. Bu bir tembellik değil; aslında çok daha derin bir zihinsel süreç.


Erteleme Tembellik Değildir

Erteleme çoğu zaman “üşengeçlik” ya da “disiplinsizlik” olarak etiketlenir. Oysa araştırmalar gösteriyor ki erteleme, çoğu zaman duygusal kaçınma temellidir. Yani yapılacak işin kendisinden değil, o işle birlikte gelen duygusal yükten kaçınırız.

🧠 Bir örnek:
Bir öğrencinin sınav çalışmasını ertelemesi, tembel olduğu anlamına gelmez. Aksine, başarısızlık korkusu, beklenti baskısı veya yetersizlik hissi o kadar yoğun olabilir ki beyin bu stresli durumdan “kaçmak” için bir savunma mekanizması devreye sokar: erteleme.


Ertelemenin Psikolojik Nedenleri

1. Mükemmeliyetçilik

“Ya yeterince iyi olmazsa?” Bu iç ses, ertelemenin en yaygın kaynaklarından biridir. Mükemmel sonuçlar bekleyen kişiler, işe başlamak için “mükemmel anı” bekler. O an ise genellikle hiç gelmez.

2. Başarısızlık Korkusu

Başarısız olma ihtimali bile bazı insanlar için harekete geçmekten daha kötü hissettirebilir. Bu korku, risk almaktan kaçınmaya ve dolayısıyla ertelemeye yol açar.

3. Karar Yorgunluğu

Zihnimiz gün içinde sayısız mikro karar verir. Ne yiyeceğiz, hangi mesajı cevaplayacağız, hangi e-postaya bakacağız… Bu yorgunluk biriktiğinde, büyük kararları almak ya da önemli işe başlamak daha da zorlaşır.

4. Dikkat Dağınıklığı

Sürekli bildirimlerle bölünen anların olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Dikkat süresi azalıyor, odaklanmak zorlaşıyor. Bu da işleri bölüyor ve “az sonra dönerim” diyerek sürekli ertelenen bir döngüye yol açıyor.


Erteleme Alışkanlığı Nasıl Kırılır?

1. Kendine Şefkatle Yaklaş

Ertelemenin temelinde kendine öfke değil, çoğu zaman kaygı ve yetersizlik hissi yatar. Bu yüzden işe, kendini suçlamadan, yargılamadan başla. “Yapamadım çünkü tembelim” yerine “Zorlandım çünkü stresliydim” demeyi dene.

2. Zihinsel Engelleri Görünür Kıl

Neden erteliyorsun? İş zor olduğu için mi, nereden başlayacağını bilemediğin için mi, yoksa sonucu seni korkuttuğu için mi? Duygularına dikkat kesil. Bu içsel cevaplar, sorunun kaynağına ulaşmanın anahtarıdır.

3. Görevi Küçült, Başlamayı Kolaylaştır

Beyin büyük ve karmaşık görevleri tehdit gibi algılar. “Makale yaz” çok büyük bir görev olabilir ama “Giriş paragrafını yaz” daha ulaşılabilir bir adımdır. Böl, sadeleştir, başla.

4. Zamanla Değil Enerjiyle Planla

Günün hangi saatinde daha enerjiksin? Sabahları mı, öğleden sonra mı? Zor görevleri bu yüksek enerjili zaman dilimine koy. Zaman yönetimi kadar enerji yönetimi de önemlidir.

5. 5 Dakika Kuralı Uygula

“Sadece 5 dakika yapacağım” de. Genellikle o 5 dakikalık başlangıç, devamı için gerekli motivasyonu sağlar. Eylem motivasyonu doğurur.


Dijital Dünyanın Ertelemeye Etkisi

Sosyal medya, akıllı telefonlar ve anlık mesajlaşmalar, dikkatimizi saniyeler içinde farklı yöne çekebiliyor. Bu da ertelemenin fiziksel değil, dijital bir refleks hâline gelmesine neden oluyor.

Bir bildirim geldiğinde onu kontrol etmek, beynin dopamin mekanizmasını aktive eder. Bu kısa süreli ödül hissi, uzun vadeli görevleri daha “sıkıcı” ve zor hale getirir. Böylece odak ve süreklilik kaybolur.


Erteleme, Ruh Sağlığını Nasıl Etkiler?

Sürekli ertelenen görevler zamanla suçluluk, kaygı ve özgüven kaybına yol açar. Bu durum, kişide “Ben zaten yapamıyorum” inancının pekişmesine neden olur. Böylece kişi kendini sabote eden bir döngüye girer:

Ertele → Suçluluk Duy → Kendine Güvenme → Tekrar Ertele

Bu döngü depresyon, anksiyete bozuklukları ve tükenmişlik hissine kadar uzanabilir.


Kendini Tanımadan Erteleme Kırılmaz

En etkili çözüm, “neden” sorusunu sormaktan geçer:

  • Neyi yapmaktan kaçınıyorum?
  • Bu görev bende hangi duyguyu tetikliyor?
  • Hangi anlarda daha kolay erteleme davranışı gösteriyorum?

Bu sorulara samimi yanıtlar vermek, ertelemenin kişisel haritasını çıkarır. Ve çözüm, bu haritanın içinde gizlidir.


Başlamak İçin Mükemmel Olmak Gerekmez

Erteleme, insan olmanın bir parçası. Ama alışkanlık hâline gelirse potansiyelimizi gölgeleyen bir sis bulutu gibi zihnimizi kaplar. Bu yazıyı okuduktan sonra, belki ilk adım olarak sadece 5 dakikalık bir şey yaparsın. Belki bu yazıyı paylaşmak, belki o uzun süredir yazamadığın mesajı yazmak…

Unutma: Başlamak, başarmaktan önce gelir. Ve bazen sadece başlamak, değişimin ilk ve en güçlü adımıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir