Sosyal Medya Algoritmaları ve Politik Kutuplaşma

Politik Kutuplaşma

Son yıllarda hepimiz fark etmişizdir: Sosyal medyada gezinirken insanlar sanki tamamen farklı dünyalarda yaşıyor gibi. Bir tarafın “kesin doğru” dediğine diğer taraf “kesin yalan” diyor. Aynı olay, farklı insanlara bambaşka yansıyor. Peki neden?

Bu durumun arkasında, sandığımızdan çok daha güçlü bir etki var: Sosyal medya algoritmaları.

Bu yazıda, sosyal medya algoritmalarının bizi nasıl gruplara ayırdığını, farklı düşünceleri neden daha az gördüğümüzü ve bunun toplumsal kutuplaşmaya nasıl katkı sağladığını sosyolojik bir bakışla ele alacağız.


Algoritma Ne Yapar?

Sosyal medya algoritmaları temelde şunu yapar: Ne görmekten hoşlanıyorsan onu daha çok gösterir.

Sen bir siyasi görüşle ilgili gönderilere daha çok beğeni verirsen, algoritma şöyle düşünür:

“Bu kişi bu tarz içerikleri seviyor, ben ona bu tarz içerikler göstereyim.”

Bu masum gibi görünse de, zamanla seni benzer görüşteki insanlarla bir balonun içine hapseder. İşte bu sosyal medya balonlarına “filter bubble” ya da “echo chamber (yankı odası)” deniyor.


Yankı Odaları Nedir?

Yankı odası, sadece seninle aynı fikirde olan insanların konuştuğu, farklı bir görüşle karşılaşmanın neredeyse imkânsız olduğu dijital ortamlardır.

Düşün:

  • Twitter’da sadece senin gibi düşünen hesapları takip ediyorsun.
  • Instagram’da belli bir siyasi görüşle ilgili story’ler izliyorsun.
  • YouTube sana hep aynı tür içerikleri öneriyor.

Sonuç olarak bir noktadan sonra şuna inanmaya başlıyorsun:
“Zaten herkes böyle düşünüyor.”

Ama gerçek öyle değil. Sadece algoritmalar seni bu illüzyona sokuyor.


Bu Nasıl Politik Kutuplaşmaya Yol Açıyor?

Sosyoloji bize şunu söyler: İnsanlar sosyal gruplar içinde yaşar. Bu grupların düşünceleri zamanla “doğru” ve “meşru” kabul edilir. Diğer grupların düşünceleri ise “yanlış” ya da “tehlikeli” olarak algılanabilir.

Sosyal medya ise bu grupları daha da keskinleştirir.

Nasıl mı?

  1. Farklı görüşleri görmezsin.
    O yüzden onları anlamak ya da empati kurmak zorlaşır.
  2. Senin görüşün hep tekrar edilir.
    Bu da kendi fikrinin “tek doğru” olduğunu hissettirir.
  3. Karşı taraf düşmanlaştırılır.
    “Onlar cahil, kötü niyetli, tehlikeli” gibi etiketler hızla yayılır.

Bu durum, toplumda sağlıklı diyalog kurma ihtimalini azaltır ve insanlar arasında uçurum oluşur.


Algoritma, Neden Kutuplaşmayı Seviyor?

Cevap basit: Tıklanma = Para.

Tartışmalı, duygusal, çarpıcı içerikler daha çok paylaşılır. Algoritmalar da insanların daha fazla platformda kalması için bu tarz içerikleri öne çıkarır.

Bu içeriklerin çoğu:

  • Öfke uyandırır,
  • Korku pompalar,
  • Biz/onlar ayrımı yapar.

Yani sosyal medya platformları, farkında olmadan (ve bazen bilerek) toplumsal bölünmeleri artıran içerikleri ön plana çıkarır.


Politik Kutuplaşmanın Günlük Hayata Etkileri

Belki farkında değilsin ama bu kutuplaşma sadece ekranlarda kalmıyor. Günlük yaşantımıza da sirayet ediyor:

  • Aile içi tartışmalar: Farklı siyasi görüşlerde olan kardeşlerin bile konuşmaması.
  • Arkadaş kaybı: Özellikle seçim zamanlarında “benim gibi düşünmüyorsa gitsin” yaklaşımı.
  • İş yerinde gerginlik: Politik fikirlerin açıkça konuşulamadığı ortamlar.

Bu da toplumda güvensizlik, yalnızlık ve öfke duygularının artmasına neden oluyor.


Peki Ne Yapabiliriz?

İşte burada devreye bireysel farkındalık giriyor. Algoritmalar her yerde olabilir ama onların bizi yönetmesine izin vermemek elimizde.

İşte birkaç öneri:

1. Bilinçli takip yap

Sadece senin gibi düşünen hesapları değil, farklı görüşlerden insanları da takip et. Bu seni hem geliştirir hem de empatiyi artırır.

2. Algoritmanın farkında ol

Her gördüğün içeriğin “gerçek” değil, “seçilmiş” olduğunu unutma. Algoritma seni tutmak için ne gerekiyorsa onu gösteriyor.

3. Duygularına dikkat et

Bir içerik seni çok sinirlendiriyorsa, paylaşmadan önce düşün. Belki de o içerik özellikle seni provoke etmek için hazırlanmış olabilir.

4. Eleştirel bakış geliştir

Gördüğün haberi başka kaynaklardan da kontrol et. Tek bir bakış açısına teslim olma.

5. Ara ver

Sosyal medyada çok vakit geçirmek, zihinsel yorgunluk ve öfke yaratabilir. Kendine dijital molalar ver.


Neden Bu Kadar Kolay Etkileniyoruz?

Sosyolojiye göre birey, içinde bulunduğu çevrenin bir ürünüdür. Medya da bu çevrenin çok güçlü bir parçasıdır.

Medya bize sadece neyin haber olduğunu değil, neyin önemli olduğunu da öğretir. Eğer sürekli “ötekilerle” ilgili olumsuz içerik görüyorsan, zamanla sen de onları tehdit olarak algılamaya başlarsın. Bu tamamen insani bir tepki. Ama farkında olmadan, toplumsal uyumu zedeleyen bir süreçtir.


Geleceğe Dair Bir Umut Var mı?

Algoritmaların farkında olan, eleştirel düşünen, empati kurabilen bireylerin sayısı artıyor. Ayrıca bazı sosyal medya platformları artık daha dengeli içerik sunmak için çeşitli önlemler de alıyor.

Ama asıl güç kullanıcılarda, yani bizde. Farklı fikirleri bastırmak yerine anlamaya çalıştığımızda, kutuplaşma yerini anlayışa bırakabilir.


Algoritmalar Kadar Seçimlerimiz de Önemli

Sosyal medya algoritmaları bizi filtre balonlarına hapsedebilir. Ancak bu balondan çıkmak, biraz cesaret, biraz farkındalık ve bolca merakla mümkün.

Kendi gerçekliğimize hapsolmak yerine, başkalarının dünyasına da göz atmayı deneyelim. Unutma, aynı olmasak da birbirimizi anlayabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir